Yeni çağın çocuklarının eski kuşaklardan çok farklı olduklarını hepimiz fark edebiliyoruz. Ama neden bu kadar farklı olduklarını anlayamıyoruz! En önemlisi onların özgün yeteneklerini kullanabilmeleri için “kendi özelliklerine uygun olarak” nasıl destek olmamız gerektiğini bilemiyoruz.
İletişim5 Yapraklı Çiçek Felsefesi çalışmalarımın en başından beri (2007) benimle. Zaman geçtikçe bu felsefenin ilim ve bilimin birbirini tamamlayışını gösterdiğini daha çok fark ediyorum.
“Belirme Teorisi”ne göre (Emergence Theory) sistemler giderek daha da karmaşık hale geldiğinde önceden tahmin edilemeyen ve sistemin elemanları yoluyla açıklanamayan bazı yeni özellikler kendini gösterebilir.
Giderek artan bir kaos içinde yaşıyoruz. Kaotik ortamlar stresi körükler ve bilinçaltında saklı kör noktaları hastalıklar ve problemler olarak açığa çıkartır. Sonuç olarak hayat giderek zorlaşır.
Ancak biliyoruz ki “öldürmeyen acılar, bizi güçlendirecektir.”
Bulunduğumuz noktada yapılması gerekenin kaostan kaçınmak yerine onu kullanmak olduğunu düşünüyorum.
5 Yapraklı Çiçek çalışmalarınız tamamlanınca, kaç yapraklı bir çiçek olarak açacağınız size bağlıdır.
Varoluşun hammaddesi sevgi frekansı.
Başlangıç noktası kendimizi sevmek: Tarifi kolay, yapması zor!
Ve fakat… Öz’ünüzün farkına varabilirseniz zorluklar kenarda kalır.
Kırmızı Yaprak çalışmaları:
Öz’e varabilmek yani, sola sağa yalpalamadan, ona buna takılmadan denge noktamıza ulaşabilmek (1. aşama). Çünkü ancak bundan sonra “pozitif alan” fark edilir ve hayat pozitif olarak kutlanmaya başlanabilir (2. aşama).
Kendimizi sevmek için bize en yakın araçlardan biri ise bedenimiz. Kişi bedenini sevip sayıyorsa sevgi kapasitesini hem kendisi hem de başkaları için kullanabiliyor demektir. Bu durum hayatınızda kendisini mutluluk, mutlu ilişkiler, tatmin, keyif, anlayış, düzen olarak gösterir. (Not: Bedeni sevmek genç ve güzel kalmasına çalışmaktan çok çok başkadır).
Bu yaprağın anahtar kelimeleri: Öz bilinci, bedeni anlamak, frekans ve billinci yükseltmek, bütünlenme ve bütüncül sağlık ve müziğin gücü.
Sevdiğimiz insan tipi, sevdiğimiz iş güç, sevdiğimiz yemekler, sevdiğimiz mekânlar, sevdiğiniz çay kahve rutinleriniz…
Her gün yaptıklarınız ve meylettikleriniz üç aşağı beş yukarı aynı değil mi?
Kendimize karşı dürüst olalım. Oldukça tahmin edilebiliriz (!). Ve beynimiz de buna alışıyor. Yapay zekânın karşımıza reklam çıkartması gibi, beynimiz de hayatımızı tahminleri ile çerçeveliyor.
Düşününce biraz distopik bir manzara olduğu söylenilebilir. Peki, çerçeveden nasıl çıkmalı? Ve bunu eğlenceli bir şekilde nasıl yapmalı. İşte Mavi Yaprağın senaryosu bu minvalde dostlar…
Çocuk neşemizi, güvenimizi ve safiyetimizi neden kaybederiz?
Belki bu büyüme sürecinde normal olarak düşünülebilir.
Ancak neşenin, güvenin ve safiyetin geri gelmesi de benzer şekilde normal ve bilinçli bir yetişkin için aynı zamanda gereklidir.
Evrensel düzende hiçbir şey oluruna bırakılmamıştır. Tabii bu içinde bulunduğumuz simülasyon programında had safhadadır…
Bu noktada tahmin edersiniz ki akıllıca olan planı anlamaktır
Plan üzerinde kurulan Hakimiyet en büyük şifa olacaktır.
Tekamül yolculuğumuzun biz ilerledikçe açılan kapılarını temsil ediyor. Biz oyunu, oyun bizi şekillendiriyor. Bu öyle bir yolculuk ki hepimiz eninde sonunda girdabından girmek durumunda kalıyoruz.
Ancak oyuna katılabildiğinizde neyin ne olduğu tam olarak anlaşılabiliyor.
Bu da hiç fena bir şey sayılmaz….
Düşünce hem bir dinamo hem de kalıptır.
Dinamo çalıştıkça bilinci çeker.
Doğru kalıplar ise şekillendirir.
Düşünce gücü size ne ifade ediyor? Peki, kozmik düşünce? Sizce işleyiş nasıl?
Düşüncelerinizin ötesine geçmeye hazır olun.
Kayıt için info@sebnemozkan.com adresine yazınız. Güncel eğitim ve seminerler için bültenimize abone olunuz.